Bazen bir kelime ile çok şey ifade edilir.”Emevi” kelimesi de bu özellikte’dir.Bu kelime ile anlam bulan husus ,şahsi menfaat için her yol mubah’tır anlayışıdır. Merhametsizlik ,adaletsizlik, kayırmacılık, çıkarcılık, Rüşvet,İftira,yalan ,dedikodu, ve gerçekleri tersyüz etme Emevi anlayışın rakibi ile mücadele silahlarıdır.
Emevi’lik de diyebileceğimiz anlayışı Müslümanlara musallat
eden Muaviye, yönetim modelini bakın nasıl fomüle ediyor. “onlar ipe
asıldıklarında ben ipi gevşetirim. Onlar ipi gevşetirlerse ben ipe asılırım” ve
“para’nın iş gördüğü yerde konuşmam,konuşmanın iş gördüğü yerde kırbaç
kullanmam, kırbacın iş gördüğü yerde kılıç kullanmam,kılıcın iş gördüğü yerde
güce başvurmam”
Bugünün Emevi’leri direnenleri önce maddi olanaklar,makam,
mevkii umudu ile yandaş yapmaya gayret eder,yani “para’nın iş görmesi” metodunu
dener.Bu metod sonuç vermezse sıra
Emevi’nin ikinci aşama metodu olan ”Konuşmak” yürürlüğe girer.Bu aşamada
konuşmak ile kast edilen şantaj,tehdit,iftira dır.Bu metod da direneni yandaş yapmaya yetmez ise sıra ”Kırbaç” ile
ifade edilen direneni ve ailesini korkutup yandaş yapmaya yetecek dozda şiddet
uygular.Direnci tüm bu aşamalardan sonra dahi kırılmayan için “Kılıç kullanma”
ya sıra gelmiştir, yani hayatına kast eder.
Hz.Ali,İmam Hasan,İmam Hüseyin,Seyid Nesemi,Pir Sultan gibi
yüzlerce Alevi-İslam önderi Emevilerin bu metodlarının tümüne direndi ve
hayatlarına son verildi. Tüm bu yandaş yapma gayretleri eğer bir topluma
yönelik ise bu metod’lar toplumun önderi sıfatını kazanmış kişilere
yöneliktir.Eğer toplum tüm bu yapılanlardan korkup Emevilere yandaş hale
getirilmez ise Muaviye’nin “Güc kullanırım” aşamasına sıra gelir.Bu aşama’nın
Muaviye dönemindeki anlamı, direnenin ailesini,akrabalarını, aşiretini ortadan
kaldırmak idi. Nitekim tarih, Emevi’lerin sayısız toplu kıyım vahşetine tanık
olmuştur.İmam Hüseyin’nin tüm yakın akrabalarının Kerbela’da uğradıkları kıyım
ile Yavuz namındaki Sultan Selim’in onbinlerce Alevi-Kızılbaş kıyımı buna
örnektir.Yakın tarihimizdeki Malatya,Çorum, Maraş kıyımı ve Sıvas vahşetinin
hatıraları daha çok tazedir.
Muaviye’nin formüle ettiği
Emevi yöntemleri yaşadığımız çağda değişerek ve gelişerek ancak aynen
devam ediyor. Biz Alevi-İslam inanç ve itikadına mensup kitleler Emevi
yöntemlere her çağda muhatap olduk,biliyoruz.Ancak Ehli sünnet inanç ve
itikadındaki büyük kitle,peygamberin sünneti ve Kur’an karşıtlarıyla mücadele
ediliyor aldatmacası ile yüzyıllardır bu zulme kayıtsız kalıyor.
Emevi Muaviye,
vasiyetnamesinde oğlu Yezit’de şöyle diyor.
“…..Hicaz (Mekke) halkını gözet,çünkü senin aslın ve soyun
onlardandır.Onlardan senin katına gelenlere ikramda bulun,yanında oturanı gözet
(kayırmacılık yap). Irak halkını da gözet, senden her gün bir valinin azlini
isterlerse dahi azlet(Rüşvet ver).Çünkü bir valinin azli, sana yüz bin kılıç
çekilmesinden daha kolaydır (çıkarcı ol),musibetin kimin başına geleceğini
bilemezsin. Suriye halkını da gözet, onları kendine sırdaş edin; sana
düşmanından herhangi bir tehlike gelirse onu Şam’lılarla defet. İş bitince
Suriye halkını kendi ülkelerine geri döndür,başka yerlerde ikamet etmesinler ki
ahlakları değişmesin (yalan/dedikodu/iftira ile kandırıldıklarını
anlamasınlar).Senin aleyhinde ancak üç kişiden korkarım.Bunlar Hüseyin bin
Ali,Abdullah bin Zübeyr ve Abdullah bin Ömer dir.Hüseyin bin Ali
hakkında,umarım ki Allah sana kafi gelecektir.Çünkü Allah,onun babasını
öldürdü,kardeşini de yardımsız bıraktı (gerçekleri tersyüz et).Zübeyr’in oğluna
gelince O kindar bir beladır.Ona galip gelirsen parça parça et (merhametsiz
ol).Ömer’in oğluna gelince,takva onu susturmuştur.Sen onu ahreti ile baş başa
bırakırsan o da seni dünya işlerinde serbest bırakır….”
Emevi hanedanının
yönetiminde Müslümanlar,İslamın özünden uzaklaşıp “sabii” din akidesine
topukları üzerinde gerisin geriye dönüş yaptılar,mümin olamadılar.Eski inanç ve
ibadet esaslarını ve uygulamalarını İslam içinde yaşamaya devam ettiler.Sonraki
nesillerde Emevi din anlayış ve uygulayışını İslam sandılar,kimileri İslam
buysa biz bunun dışındayız dediler. İslam’ın arı-duru özünü insanlara duyurmak
isteyen Ehlibeyt hanedanına da etmedik hakaret ve zulüm bırakmadılar.
Bugün tüm kurumları ele geçirme hırsı ve direnenleri rüşvet, kayırma, çıkar ile ikna olmazsa
yalan, iftira ve dedikodu silahıyla saf dışı etme,buda işe yaramaz ise şiddet
metodu size neyi çağrıştırıyor.
Bugün İslam coğrafyasında
sanat,edebiyat,spor,siyaset,ekonomi,bilim,çevre ve pek çok alanda yaşanılan
adaletsizlikler,merhametsizlikler,yandaş
kayırma,çıkarcılık,rüşvet,iftira,yalan,dedikodu ve gerçekleri tersyüz etme
tutumunun kaynağı Emevi din akidesidir. Bu anlayış çocuğu, ana rahmine düştüğü
andan itibaren yoğurmaya başlar.Yetişkin bir insan olunduğunda artık yapacak
bir şey kalmamıştır. Artık Dernek/Vakıf başkanıdır,parti
yöneticisi/başkanıdır,işadamı, Sanatçı,sporcu,yazar-çizer,bilim adamıdır,asker-sivil
bürokrattır.
Anti tez “Bir kez zalim olmaktansa bin kez mazlum almayı
yeğlerim” diyen ”Haksızlık karşısında susan onuruyla birlikte şerefini de
kaybeder” diyebilen Alevi-İslam maya ile
yoğrulmuş insanların yönettiği toplumdur. 12 Haziran 2011 genel seçimlerinin
doğru maya ile mayalanmış insanların ülkenin yönetim sorumluluğuna gelmesine
vesile olmasını Hak’tan niyaz ederim.
KAZIM YAMAN
Twitter : @Kazim__Yaman
Mail : kazimyaman@babamansur.org.tr